Bangkok’tan uçmadan önce son durağımız başkentin kuzeyindeki Ayutthaya’ydı.

Ayutthaya, 1351 yılında kurulmuş ve Güneydoğu Asya’nın en güçlü krallıklarından biri olan Ayutthaya Krallığı’nın başkenti. Chao Phraya Nehri kıyısındaki merkezi konumu, Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya’nın geri kalanı arasında önemli bir ticaret merkezi olmasına izin vermiş.

HANTHAWADDYDAI VIETTonle sapSUKHOTHAIAYUTTHAYACHAMPALANNAAVAKHMER EMPIRELAN XANG

Ayutthaya Krallığı yüzyıllar boyunca güç ve zenginlik içinde büyümüş ve kralları karmaşık bir hükümet sistemi ve Tay, Hint ve Khmer geleneklerinin unsurlarını harmanlayarak kendine özgü bir kültür geliştirmiş. Krallık aynı zamanda etkileyici mimarisiyle, özellikle de birçoğu bugün hala ayakta olan özenle hazırlanmış tapınakları ve saraylarıyla tanınıyor.

Ayutthaya, gücüne ve refahına rağmen tarihi boyunca sayısız zorlukla karşılaşmış. Şehir, komşu Birmanya Krallığı tarafından, en önemlisi 1569, 1592 ve 1767’de birçok kez işgal edilip yağmalanmış ve her seferinde önemli bir yıkımla sonuçlanmış.

1767’de Burmalıların son işgali, Ayutthaya Krallığı’nın sonunu getirmiş. Burmalılar şehri yakıp yağmalamış ve hayatta kalan sakinler ya kaçmış ya da yakalanıp köleleştirilmiş.

Tapınaklar bu işgal sırasında çok zarar görmüş olsa da kalıntıları hala duruyor ve çoğu restore edilmiş. En beğendiğimiz kalıntılar bunlardı:

Wat Ratchaburana

Wat Ratchaburana, 1424 yılında Kral II. Borommarachathirat tarafından yaptırılan bir Budist tapınağı ve Ayutthaya’daki en ünlü ve önemli tapınaklardan biri. Kompleks, özellikle etkileyici merkezi prang’ı ve Buda’nın hayatından sahneleri tasvir eden ayrıntılı duvar resimleri ile tanınıyor.

Wat Maha That

Bu, Louis’in favorisi:

Wat Maha 14. yüzyılda inşa edilmiş bir Budist tapınağı ve Ayutthaya Krallığı için din eğitimi ve idare merkezi olarak hizmet vermiş.

Tapınak, bir banyan ağacının kökleri tarafından sarılmış ikonik Buda baş heykeliyle tanınıyor. Bu görüntü, Tayland’daki en tanınan ve fotoğraflanan karelerden biri.

Wat Phra Si Sanphet

  1. yüzyılda kraliyet sarayı ve kraliyet ailesi için ibadet yeri olarak kullanılan tapınak, Kral Borommatrailokanat tarafından yaptırılmıştır. Tapınak, Buda’nın kalıntılarını barındıran çan şeklindeki yapılar olan kendine özgü üç çedis veya stupasıyla biliniyor:

Bu chedilerin Budist kozmolojisine göre üç dünyayı temsil ettiğine inanılıyor: arzu dünyası, biçim (form) dünyası ve biçimsiz (formless) dünya.

Wat Chaiwatthanaram

Wat Chaiwatthanaram, Chao Phraya Nehri’nin batı kıyısında, şehir surlarının dışında yer alan bir Budist tapınağı. 1630 yılında Kral Prasat Thong tarafından annesinin anısına yaptırılmış. Tapınak, merkezi bir prang (Kmer tarzı bir kule) çevresindeki küçük prang ve stupalardan oluşuyor. Kompleks ayrıca bir hendekle çevrili ve birkaç Buda heykeline sahip.

Mimarisi, Khmer ve Tay stillerinin bir karışımı olduğu için burası Ece’nin en sevdiği tapınak oldu.

Chao Sam Phraya Ulusal Müzesi

Bu müze, şehirdeki tapınaklardan toplanan eserleri ve Ayutthaya Krallığı’nın tarihi ve kültürü ile ilgili sergileri barındırıyor. Koleksiyonu arasında Ayutthaya dönemine ait heykeller, resimler, seramikler, madeni paralar, silahlar ve diğer nesneler yer alıyor. En dikkat çekici olan şey, çok sayıda Buda olmasıydı. Çok sayıda.

Buda heykelleri arasında, Buda’nın hayatından kesitleri, mesela bir fili eğitirken veya annesini gösteren ilginç sahneler de vardı:

Daha az ilginç, küçük tabaklara oyulmuş yüzlerce Buda heykelleri de:

Bu noktada, seyahatimiz boyunca ziyaret ettiğimiz birçok tapınakta muhtemelen binlerce Buda temsili gördüğümüzü fark ettik. Bu tür çılgın sayılar, Budizm’in tarihi ve inanç sistemi ile Asya kültürlerini ve insanlarını nasıl etkilediğini düşünmemizi sağladı. Buna ek olarak, dinin ticarileşmesine ve metalaşmasına katkıda bulunan bu heykelleri ve görüntüleri muska olarak satma endüstrisi de var. Muhtemelen Buddha’nın kendisi bugün hayatta olsaydı ve böyle bir saplantıya tanık olsaydı oldukça şaşırırdı!