Bangkok - Water element
Bangkok için “Doğu’nun Venedik’i” dendiğini biliyor muydunuz? Büyük Chao Praya Nehri ve şehrin dört bir yanından geçen güzel kanallar (khlonglar) düşünüldüğünde hak edilmiş bir isim. Bu kanallar 1782’de Kral I. Rama döneminde kazılmış ve 19. yüzyıl boyunca genişletilmiş. Ana amacı malların taşınması ve tapınaklar, evler ve pazarları birbirine bağlaması. Artık daha az olmasına rağmen, nehir üzerinde kurulan yüzen pazarlar ve tekneyle erişilebilen, kapısı nehre açılan evlerden oluşan yerlešim alanları hala var. En iyileri şehir dışında olduğu için Bangkok’taki bu pazarları ziyaret etmedik, ancak Kamboçya ve kuzey Tayland’da birkaç pazara gitmeyi planlıyoruz.
Klong Bhang Luang yüzen pazarı
Burası artık gerçek bir yüzen pazar değil, dükkanlar tekneler yerine nehir kenarındaki evlerde. Artık daha çok sanatsal sahnesiyle ünlü ve Bangkok’un en eski semtlerinden birinde bulunuyor. Pazarın çevresi hala turistlerden arınmış durumda.
Bu çarşıda bulunan Sanatçı Evi’nde resim, takı, heykel vs yapmak veya satın almak …
… ve geleneksel Tay kukla tiyatrosunu izleyip ve nehirdeki balıkları beslemek mümkün. Özellikle çocuklarla seyahat eden insanlar için şehrin karmaşasından sakin bir kaçış yeri, kesinlikle tavsiye ediyoruz.
Geleneksel Tay kuklası (hun lakhon lek) En az 1685’ten beri uygulanan, Japon buruku kuklasına benzeyen eski bir sanat biçimidir. Gösteriler genellikle kraliyet ailesi için yapılırmış ve 1700’lerin sonlarında Kral Taksin’in saltanatı sırasında son derece popülermiş. Ne yazık ki 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana kültürel sahneden silinmiş, ancak son zamanlarda yeni kurulan gruplar kukla tiyatrosunu geri getirmeye çalışıyor.
Her kukla, iki veya üç kişi tarafından ip ve makara sistemiyle kontrol edilerek kuklanın sahnede zarif bir şekilde dans ediyormuş gibi görünmesi sağlanıyor. Gösterilere genellikle hem müzik hem de [daha önce Kuala Lumpur’da öğrendiğimiz] Hindu Ramayana‘nın Tayland versiyonu Ramakien‘den türetilen bir hikaye anlatan bir anlatıcı eşlik ediyor. (https://blog.thisisamirage.dev/tr/post/kuala-lumpur-pt2/#batu-caves).
Lot Wat Thep Thidaram
Bu kanal bizim için gerçek bir mücevherdi, çünkü trafikten bunaldığımız ve rastgele yürümeye başladığımız bir an Bangkok’un en yerel noktalarından birini tesadüfen bulduk. Nehir kenarında yemek yiyen çok neşeli bir grup bizi masalarına davet etti ve biraz viski soda ikram etti (Tayland’da oldukça sık içiliyor viski soda). Çok az İngilizce bilmelerine rağmen birbirimizi anladık ve çok güzel zaman geçirdik. Ama bizi karanlıkta oralarda dolaşmamamız konusunda uyardılar, akşamları oldukça tehlikeli olabiliyormuş.
Kanallar arasında gezinmek dışında, nehrin daha büyük kollarında uzun tahta kayıklardan kiralamak veya turistik vapurlara binmek mümkün. Nehir boyunca birçok tapınak ve turistik yer olduğu için, bu yerleri ziyaret etmek için harika bir yol.