Prek SwayMangrove sanctuaryLong beachSihanoukville

Sihanoukville

Kamboçya adalarına giden yol Sihanoukville’den geçiyor. Oldukça büyük bir şehir olduğu için başlangıçta burada birkaç gece kalmayı planlıyorduk, ancak bazı yerel insanlarla konuştuktan sonra fikrimizi değiştirip orada kalma süremizi en aza indirdik ve şehri gördükten sonra bu karardan oldukça memnun kaldık.

Adını Kamboçya tarihinin önemli bir figürü olan kral Sihanouk’tan (kendisinden gelecek tarih bölümümüzde daha fazla bahsedeceğiz) alan kasaba, devasa binaları ve çoğunlukla Çinli müşterilerle çalışan yaklaşık 100 kumarhanesi ve iş dünyasının %90’ından fazlası ile şu anda Çinlilerin kontrolü altında. Anladığımız kadarıyla yerli halk tarafından pek sevilen bir kasaba değil ve bu duygu Çinlilere karşı hissettikleriyle uyum içinde.

Koh Rong adası

Going to Prek Svay Village

Sihanoukville’den adaya yiyecek, içecek, yakıt, motosiklet ve insan taşıyan erzak teknesiyle gittik.

3 saatlik yolculuktan sonra nihayet güneş batarken köye vardık.

Evimiz

Evimizin dışarıdan:

Ve içeriden görünüşü. İçeride gün içinde serin serin dinlenebileceğimiz hamaklarımız da vardı. Zaten hamak Kamboçya’nın resmi mobilyası gibi bir şey, evlerin önünde, dükkânlarda, bankalarda hatta tuk-tuklarda bile hamaklarda dinlenen insanlar görmek mümkün.

Köyde ve evimizde musluk suyu ve sürekli elektrik yoktu (elektrik her gün sadece 18:00 ile 22:00 arası jeneratörden veriliyor). Musluk suyu dışarıdan kovalarla taşınıyor, elde çamaşır yıkamak ve bulaşıkları yıkamak için suyu gaz ocağımızda kaynatıyorduk. Burada kamp usulü yemek de pişirebildik.

Köy

Köy çok şirin, oldukça yerel, etrafta pek turistin olmadığı bir balıkçı köyü. Odamızdan gözüken manzara şöyle:

Köyde pek hareket yok ama en aktif yeri bulduk, sandviç ve barbeküde etlerin yapıldığı birkaç masası olan bir stand. Orada karşılıklı bira ve yemeklerimizi paylaştığımız bir grupla da tanıştık. İngilizce bilmiyorlardı ama birbirimizi bir şekilde anladık. Onlardan “iyi eğlenceler” anlamına gelen សប្បាយ (sabbay) kelimesini öğrendik :)

Ve nehirden başka bir manzara:

Ama her şey bu kadar güzel değil. Etrafta dikkat çekecek kadar çok çöp gördük. İlginç olan, çevrede turistlerin çöp atmamalarını söyleyen bir sürü tabela görürken, asıl yerel halkın tekneden bile denize ve sokaklara çokça çöp attığını gördük:

Adada gördüklerimiz

Long beach

Bir motosiklet kiralayıp tüm adayı gezdik ve çeşitli plajlara gittik. Buranın kumsalları üzerinde yürüdüğümüzde kar gibi hissedilen ve ses çıkaran inanılmaz derecede ince beyaz kumlarla kaplı. Özellikle her yerden uzakta, tenha Long Beach kumsalını çok beğendik.

Ancak güzelliğin bir bakış açısı meselesi olduğunu hatırlatmak önemli:

Prek Tasok Ecotourism Community

Günün sıcağından kaçmak için mükemmel bir yer olan mangrov ormanının kapsayan doğa parkına gittik:

Mangrovlar, kıyı şeritlerini ve nehir ağızlarını stabilize etmede ve onları erozyondan korumada önemli bir rol oynuyor.

Manvrov köklerinden bazı ilginç patlama sesleri duyulabiliyordu, bu sesler muhtemelen suların çekildiği zamanlarda ortaya çıkan (midye ve istiridyelere benzer) bazı çamur kazan çift kabuklulardan geliyor.

Köyün nehri

Köyümüzün içinden geçen nehirde küçük bir kano gezisi yaptık. Mangrovların etrafında dolaştık ve güzel mavi renkli kuşlar ve terk edilmiş tekneler gördük:

Havalimanı inşaatı…

Adanın her gezimizde gördüğümüz karanlık taraflarından biri, yakında açılacak olan Koh Rong Uluslararası Eko-Turizm ( şaka değil) Havaalanı. Evet, bu küçücük adada havaalanı yapılacak… Bunun için kocaman bir alan dümdüz edilmiş, ağaçlardan tamamen temizlenmiş:

Sihanoukville’deki inşaat çılgınlığının ve adadaki Çin destekli altyapı inşaatlarının ardından, bu “eko-turizm” havalimanının bu küçük adadaki etkisini düşünmeyi size bırakıyoruz.