Bir sonraki adımımız Laos’un başkenti Vientiane’di.

Yolculuğumuz

Vientiane’a gidişimiz oldukça maceralıydı!

Gece boyunca yolculuk etmemizi ve sabah varmamızı sağlayacak yataklı otobüse binmeye karar verdik.

Ancak daha otobüse binmeden ön camın kırılmış olduğunu fark ettik. Ayrıca birileri hala otobüsün altında aletlerle çalışıyorlardı. Bu bizi biraz tedirgin etti.

Yolculuğumuza başladığımızda, bir şeylerin doğru olmadığını hemen anladık. Sürücü ve diğer personel çeşitli sorunları çözmeye çalışırken otobüs neredeyse saatbaşı durdu. Onlar motoru tamir ederken sabırla bekledik ve hedefimize ulaşıp ulaşamayacağımızdan emin olamadık. Bir noktada, bir soruna yardım etmek için yakınlardaki bir köyde uyuyan bir tamirciyi uyandırmak zorunda kaldılar - motorun bir parçasını kesip lehimlemelerini izledik. Buna rağmen, yakında Vientiane’e varacağımıza dair umudumuzu hâlâ koruyorduk.

Sonunda, bitmek bilmeyen duraklamalar ve gecikmeler gibi görünen bir süreden sonra, otobüs tamir edildi ve daha fazla aksama olmadan yolculuk yapabildik. Sabah kendimizi Vientiane’de bulduk ve sonunda otobüsten indiğimiz için biraz rahatladık. Yolda birkaç tümsek olsa da başarmıştık ve şehri keşfetmeye başlamaya hazırdık.

Biraz tarih

Bugün Laos, her biri farklı dil ve kültüre sahip farklı etnik grupların birleşmesinin sonucu. Kamboçya’dan daha basit bir tarihi var.

Laos’un ilk belgelenmiş krallığı, 1353’te Fa Ngum tarafından kurulan Lan Xang (Bir Milyon Filin Krallığı). Bu krallık aynı zamanda şimdiki Vietnam ve Kuzeydoğu Tayland’ın bir bölümünü de kapsıyormuş. Yüzyıllar boyunca fethedilen insanların karşı koyması sonucu, krallık üçe bölünüp 1700’lerin sonlarından 1800’lerin başlarına kadar Taylandlıların kontrolüne geçmiş.

Vientiane’de, 16. yüzyılda Kral Setthathira döneminde inşa edilen That Dam Stupa veya Black Stupa’yı gördük:

1893’te Fransa, Tayland ile bir anlaşma yoluyla Laos’u Fransa’nın Çinhindi’nin bir parçası olarak ilan etmiş. Böylece Tayland ile Laos arasında doğal bir sınır (Mekong Nehri) kurulmuş. Fransa ve Japonya’nın denetim dönemlerinden sonra Laos, komünist lider Ho Chi Minh’in Fransız ordusunu yenmesinin hemen ardından 1954’te tam bağımsızlığını kazanmış. Fransızlara karşı kazanılan zaferi ve ülkenin bağımsızlığını kutlayan özel bir anıt Patuxay, Paris’teki Arc de Triomphe’nin Lao kıvrımıyla stilize edilmiş bir versiyonu:

COPE Merkezi

Şehirde ayrıca COPE müzesini ziyaret ettik. COPE, patlamamış bombaların (UXO) temizlenmesine, UXO’dan sağ kurtulanlara yardım sağlanmasına ve ülke çapında UXO’nun tehlikeleri hakkında farkındalığın artırılmasına odaklanan bir dernek. Peki buna neden ihtiyaç duyuluyor?

Biraz daha yakın tarih

Soğuk Savaş sırasında Laos resmi olarak tarafsız bir devlet. Buna rağmen 1964’ten 1973’e kadar ABD’nin bombardımanına kurban gitmiş ve tarihin en ağır bombalanan ülkesi olmuş.

ABD, Laos’a iki milyon ton bomba atmış - İkinci Dünya Savaşı sırasında atılan tüm bombaların toplamından daha fazla. CIA, Vietnam Savaşı sırasında Kuzey Vietnam ve Sovyetler Birliği’ne bağlı bir güç olan Komünist Pathet Lao’ya karşı Kraliyet Lao Hükümeti’ni desteklemek için gizli girişiminde 580.000 bombalama gerçekleştirmiş.

Laos’taki bu “Gizli Savaş”, Laos tarihi üzerinde uzun süreli bir etkiye sahip olmuş ve bugün bile Laos’un sağlık, eğitim ve göç seçeneklerini engelliyor. Bombalamalar birçok köyü yok edip yüzbinlerce Laoslu sivili yerinden etmiş. Bu bombaların üçte biri patlamadan kalmış ve bu, özellikle oyun oynayan çocuklar ve çiftçilik için toprağı kazan insanlar olmak üzere bugüne kadar can aldığı için hala büyük bir sorun.

Pi Mai (Lao Yeni Yılı)

Pi Mai, Nisan ayında (14’ten 16’ya kadar) gerçekleşip muson mevsiminin başlangıcını işaret ediyor. Güney Asya’daki diğer birçok ülkede de Yeni Yıl aynı zamanda kutlanıyor.

Yılın en sıcak zamanında olduğu için aynı zamanda su festivali olarak geçiyor. Bu günlerde evler, Buda statüleri, keşişler, aile ve arkadaşlar ve yoldan geçenler su ile yıkanıyor (üzerlerine kovalarla su dökülüyor). Su, güzel kokması için çiçeklerle veya doğal parfümlerle karıştırılıyor. Yıllar içinde, Lao Yeni Yılında başka bir gelenek daha oluşmuş: kutlamalar sırasında insanlar birbirlerine krem (tıraş kremi veya çırpılmış krema) veya beyaz pudra sürüyor (bunun anlamını öğrenemedik ama güzel kokmak için olabilir).

Lao Yeni Yıl’ında sokakta yürüdükten sonra, sonunda şöyle görünüyorsunuz:

Bu üç gün boyunca kutlamalar durmuyor. Partilere yabancı olmayan iki kişi olarak, daha önce hiç böyle bir kutlama havası görmemiştik (duyduğumuza göre Luang Prabang’da daha da çılgıncaymış).

Gündüzleri pek çok insan yeni yılda daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeyi umarak ibadet etmek için tapınağa gidiyor. Akşam saatlerinde her yaştan insan evlerinin önünde ya da sokakta müzik açıp dans ederek yoldan geçenlere meşhur Beerlao’yu ikram ediyor.

Ana caddelerden birinde keşişler ve dini vagonlardan oluşan bir alayla daha resmi bir kutlama da vardı:

Bu alayın bir parçası geleneksel müzik çalan ve dans eden, akrobasi yapan gruplardı:

#Başka ne yaptık?

Pansiyonumuzun çevresinde oldukça şirin bir kahve bulduk, burada tereyağlı ekmek ve çok güzel (ve sert) bir Lao kahvesiyle kahvaltı yaptık.

Bir restoranda bir tabak kızarmış çekirge yedik! Bu böcekleri ilk kez denedik, lezzetli ve oldukça doyurucu bir yemekti.

Sırada ne var?

Başlangıçta Luang Prabang üzerinden Vientiane’den kuzeye gitme ve ardından Chiang Mai üzerinden Tayland’a geri dönme planımız vardı. Ne yazık ki, bu bölgelerde hava, orman yangınları ve iki hasat arası tahıl fazlalıklarının ve tarlaların yakılması nedeniyle daha önce görülmemiş düzeyde kirliydi (soldaki resimde kırmızı, kötü hava kalitesi anlamına geliyor). Hava kirliliği, sağlıksız seviyeye ulaşmamasına rağmen Vientiane’a kadar inmişti. Gün batımının bu güzel fotoğrafında, güneş kirli pusunun arkasına saklanıyor:

Bunun yerine güneye gitmeye karar verdik. Bir sonraki durağımız Isaan!